Rıza Paşa Camisinde Aşure Dağıtıldı

1459997_10151951951153346_2082269114_n

Muharrem Ayı vesilesiyle Osmaniye Rıza Paşa Camiinde aşure ikramı yapıldı.

      Programa, Osmaniye İl Müftüsü Ramazan ÇORTUL, OGED ve Hoş Sada Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı emekli din görevlisi Ali ONUR, Belediye başkan adayları, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum idarecileri, STK temsilcileri, muhtarlar, mahalle esnafı, Rızaiye Mahallesinde bulunan Suriyeli misafirler ve cami cemaati katıldı.

     Burada bir konuşma yapan cami imam hatibi Osman BARUT, programa teşrif edenlere teşekkür ederek, camii faaliyetleri hakkında bilgiler sundu.

       Daha sonra, Osmaniye İl Müftüsü Ramazan ÇORTUL bir konuşma yaptı. Konuşmalarında, Muharrem Ayından, öneminden ve faziletinden bahseden ÇORTUL, Kerbela olayına değindi ve yeni Kerbelaların yaşanmaması dileğinde bulundu. Emeği geçen din görevlilerine teşekkür etti.

Aşure ikramının ardından OGED Onursal Başkanı Ali ONUR Hoca efendinin duasıyla program sona erdi.

MUHARREM, SEVİNÇLERİN VE HÜZÜNLERİN BİRLİKTE YAŞANDIĞI BİR AYDIR.

İSTANBUL ÜNIV. İLAHIYAT FAK. ÖĞRETIM GÖREVLISI PROF HALIL İBRAHIM BULUT’un konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:  

Kameri takvimin ilk ayı olan Muharrem, tarihi süreçte pek çok olayın vuku bulduğu, sevinçlerin ve hüzünlerin birlikte yaşandığı bir aydır.

Aslında belli bir zamanı ya da mekânı önemli ve faziletli yapan asıl şey, o zaman ya da mekânda vuku bulduğu kabul edilen hadiselerdir. İslamiyet’in fazilet atfettiği kutsal gün, gece ya da mekânların böyle bir arka planı vardır. Mesela Kadir Gecesi’nin önemi Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmiş olması, Ramazan ayının fazileti Kadir Gecesi’nin bu ayda gizlenmiş olmasından kaynaklanır. Yine Mekke-i Mükerreme’nin kutsal bir mekân olması Kâbe’nin orada bulunmasından; Medine-i Münevvere’nin fazileti de Allah Elçisi Hz. Muhammed (sas) Efendimiz’in orada metfun olmasından kaynaklanır. Şu halde ‘Muharrem ayını, daha özel anlamda Muharrem’in onuncu günü olan aşureyi önemli kılan husus nedir?’ sorusu akla gelir. Niçin Müslümanlar bu aya ve 10 Muharrem’e ayrı bir ehemmiyet atfederler? Ya da niçin bu ayı ve söz konusu günü önemsemeleri gerekir? Elbette bu sorulara farklı zaviyelerden cevaplar verilmesi mümkündür.

    Evvela aşure gününü Hicri 61 yılı esas alınarak; öncesi ve sonrası şeklinde iki başlık halinde değerlendirmek gerekir. Hz. Peygamber dönemindeki 10 Muharrem uygulamaları ile Hicri 61 yılında vuku bulan hadiseler sonrasında aşureye yüklenen anlam ve uygulamalar arasında ciddi bir farkın olduğunu belirtmeliyiz. Buna dikkat edilmediğinde ciddi kafa karışıklıklarının ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemde 10 Muharrem uygulamalarına baktığımızda genel olarak şunları söylememiz mümkündür: Sadece İslamiyet değil, daha eski dönemlerden beri bugünün faziletine inanılmakta idi. Kaynaklarımızda Hz. Adem’in tövbesinin bugün kabul edildiği; Nuh tufanının bugün sona erdiği ve Hz. Nuh’un, kendisine inananlarla birlikte bugünde kurtulduğu; Hz. Musa’nın önderliğinde İsrailoğulları’nın Firavun’un zulmünden yine bugün kurtulduğu gibi onlarca mühim hadisenin 10 Muharrem’de gerçekleştiği belirtilir. Bu gibi faziletleri sebebiyle aşure gününün Hz. Peygamber’in özel ilgisine mazhar olduğu ve bugünde oruç tutulmasını tavsiye ettiği bilinmektedir. İlgili rivayetlere bakıldığında hicretin ilk yılında 10 Muharrem’de oruç tutulması bütün Müslümanlara emredilirken, ikinci yılda Ramazan orucunun farz kılınması sonrasında Muharrem orucunun tutulması hususunda Müslümanların muhayyer bırakıldığı görülür. Bununla birlikte Müslümanların önemli bir kısmı Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutarlar. Bu durum, Muharrem’in ya da aşurenin dinî yönünü ifade eder ve dünya döndükçe devam edecektir.Hasan KILIÇ