Memur-Sen Osmaniye İl Temsilcisi Mücahit Çelik, 28 Şubat sürecinin yıldönümü dolayısıyla bazı açıklamalarda bulundu.
Çelik; “Memur-Sen olarak; ülkemize en az 20 yıl kaybettiren, bireyin ve toplumun hayatında maddi ve manevi derin hasarlar bırakan ve millete bedeller ödettiren 28 Şubat sürecinin faillerine en ağır cezaların verilmesini önemsiyoruz. Dava, sadece belirli sayıdaki askeri ve sivil bürokratla sınırlı kalmamalı, darbenin oluşumuna katkı veren medya, Sivil Toplum Kuruluşları ve iş dünyası da dava kapsamına dahil edilmeli ve sonuna kadar üzerine gidilmelidir” dedi.
Türkiye’de darbelerin; devletin milletinden milletin devletine, kutsal ve otoriter devletten demokratik, sosyal hukuk devletine geçişi engellemek, millet-devlet buluşmasının önünde set oluşturmak için yapıldığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu: “Toplum mühendisliği yapmaya soyunarak, toplumu ötekilere ayıran, toplumun farklı kesimlerini çatışmaya sevk eden derin devlet, her darbede vesayeti biraz daha kökleştirmiş, elitleri devletin merkezine yerleştirirken, milleti devletten uzaklaştırmıştır. 27 Mayıs darbesiyle “egemenlik hakkının” kullanımını milletten ve milletin temsilcisi TBMM’den alarak vesayet kurumlarıyla paylaşan derin devlet anlayışı, 12 Mart Muhtırası ile bu vesayeti güncellemiş, 12 Eylül darbesiyle de kurumsallaştırmıştır. Darbelerin anası 27 Mayıs’tır. Ancak, darbelerin en şiddetlisi ve toplum üzerinde en çok hasar oluşturanı 28 Şubat’tır. Diğer darbeler ve antidemokratik süreçler, demokratik hukuk devletine ve demokrasinin varlığına yönelik yapılırken, 28 Şubat darbesi hem demokratik değerlere, hem milli değerlere hem de dini değerlere yani milletin değerlerine yönelik yapılmış yüzyılın en büyük darbesidir. 28 Şubat darbesinin maddi ve manevi hasarını anlamak ve ölçmek için, memuriyetten atılan binlerce insanın hayatına, sürgün edilen on binlerce kamu görevlisinin dramına, fişlenen firmaların yaşadığı sıkıntılara, faili meçhul cinayetlere, ötekileştirilen büyük kitlelere ve içi boşaltılan bankalara bakmak yeterli olacaktır.”
28 Şubat sürecinin, demokratik siyasi güçlerin, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve milletin kararlılığıyla sona erdirildiğini belirten Çelik, “Ancak, ekonomistlerin ve siyaset bilimcilerin tahminlerine göre, ülkemiz en az 20 yıl kaybetmiş, dünyadaki rakipleriyle arasındaki makas açılmıştır. Bu süreçte ağır bedeller ödeyen bireylerin ve toplumumuzun ruh ve vicdan dünyasında açılan yaraların kapanması ise uzun yıllar alacaktır. Katsayı adaletsizliği, kesintisiz eğitim, Kur’an öğretimine getirilen yaş sınırlaması ile bireyin ve toplumun dini hayatı ve değerleri üzerinde oluşan derin izler, 4+4+4 kesintili eğitim, okullarda Kur’an ve Siyer derslerinin okutulmaya başlatılması ve Kur’an eğitimindeki yaş sınırlamasının kaldırılmasıyla, yeniden inşa ve ihya dönemine girilmiştir” diye konuştu.
Bu arada 28 Şubat süreci faillerinin tutuksuz olarak yargılandığına da değinen Çelik, konuşmasını şöyle tamamladı: “Memur-Sen olarak, ülkemize en az 20 yıl kaybettiren, bireyin ve toplumun hayatında maddi ve manevi derin hasarlar bırakan ve millete bedeller ödettiren bu sürecin faillerine en ağır cezaların verilmesini önemsiyoruz. Dava, sadece belirli sayıdaki askeri ve sivil bürokratla sınırlı kalmamalı, darbenin oluşumuna katkı veren medya, STK’lar ve iş dünyası da dava kapsamına dahil edilmeli ve sonuna kadar üzerine gidilmelidir. Bu vesileyle 28 Şubat sürecinde en çok bedel ödemiş 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a Allah’tan rahmet diliyoruz.”
Ali Celal KAYMAK