Hafızlık Sınavını başarı ile tamamlayan 17 hafıza belgeleri törenle verildi

Hafızlık, manayla lafzın aynı gönülde birleştirilmesi, bir anlamda mayalanmasıdır. En iyi hafız, Kur’anın sadece lafzıyla değil, manasıyla da buluşmuş olan insandır. Hafızlık, bir gönül işidir. Kur’anın sevgisini iliklerine kadar hissetmektir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “2020 Yılı II. Dönem Hafızlık Tespit Sınavı”nda başarılı olarak hafızlık belgesi almaya hak kazanan öğrenciler için Osmaniye İl Müftülüğünde “Belge Takdim Töreni” düzenlendi. Coronavirus tedbirlerine riayet edilerek düzenlenen törende öğrencilere Hafızlık Belgeleri, İl Müftü Vekili Ahmet Demirer ve İl Müftü Yardımcısı Berrin Erdoğan tarafından takdim edildi. HAFIZ NEDİR, NE DEMEKTİR, KİME DENİR? Hafız, Kuran’ı Kerim’i baştan sonra ezberlemiş olan ve ezbere okuyabilen kişilere denilmektedir. Hafız ayrıca yüce Allah’ın isimlerinden, koruyan, gözeten, muhafaza eden anlamına gelmektedir. Hz. Peygamber (sav) bir hadislerinde “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir” buyurmuşlardır. Kur’an öğrenimi ile ilgili teşviklerin çoğu onu sadece ezberlemeyi değil, manasını anlamayı, muhtevasına vakıf olup gereğince amel etmeyi amaçlamaktadır. Osmanlı döneminde kıraat ilminde büyük gelişmeler yaşanmış ve binlerce hafız yetişmiştir. Dönemde Evliya Çelebi sadece İstanbul’da 3 bini kadın olmak üzere 9 bin hafız olduğunu belirtmekteydi. Osmanlı döneminde, bir çocuğun güzel sesli olduğu anlaşılınca hâfız olması için gerekli eğitim kurumuna verilirdi. Günümüzde hafız olmak için gerekli eğitimler kuran kurslarınca verilmektedir. HAFIZ NASIL OLUNUR? Kuran’ı Kerim tam olarak 604 sayfadan oluşmaktadır. Kur’an’da 114 sure, 6666 ayet vardır. Kur’an’da 30 cüz vardır. Her cüz 20 sayfadan oluşur. Kur’an, Fatiha Suresi ile başlar, Nas Suresi ile biter. Tüm bunları ezberlemek oldukça zor ve meşakkatlidir. Ancak günümüzde net rakam bilinmese de 30 bini aşkın hafız olduğu tahmin edilmektedir. Hafız olmak için Kuran’ı Kerim’i baştan sonra ezberlemelisiniz. Hafız olduktan sonra da Kuran’ı Kerim’i okumayı ve anlamayı bırakmamak gerekmektedir. Aksi durumda unutulmalar yaşanabilir. Hafız olduktan sonra, hafız olarak kalabilmek de oldukça önemlidir. PEKİ, HAFIZLIK EĞİTİMİ NELER İSTER? İşte bu sorunun bizim nezdimizdeki cevabının özetinin özeti… 1- ŞİDDETLİ İSTEK: Bir kimsenin hafız olabilmesi için hafızlığa karşı içinde güçlü, şiddetli bir isteğin bulunması şarttır. Şiddetli istek duyulmaksızın yapılan hafızlık açlık hissi duymadan yenilen yemek gibidir. Söz konusu istek hafızlık tacı giyinceye kadar şiddetinden zerre kadar bir şey kaybetmemelidir. Anne, baba, hoca ve sosyal çevre hafız adayının bu isteğini hep zirvede tutmak için elinden gelen gayreti göstermelidir. Bu hususta yüce Rabbimizin “vermeyi istediği için istemeyi verdiği” hakikati asla unutulmamalıdır. 2- GÖNÜLDEN EDİLEN VE ALINAN DUALAR: Hafızlık ilmi yüksek zekâ ve yeterli donanım işi olduğu kadar nasip işidir de. Bundan dolayı Allah’ın hafızlık nasip ettiği kullarından olabilmek için her daim dua etmeli ve herkesten de dua istemelidir. Hafızlar arasında bu alanda elde ettiği başarıyı aldığı makbul dualara bağlayanların sayısı oldukça fazladır. 3- DOĞRU ZAMAN: Hafız olabilmek için dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi de doğru zaman faktörüdür. Kuşkusuz bu kerim kitap her yaşta ezberlenebilir. Fakat hafızlık ilminin altın çağı insanın çocukluk dönemidir. Çocuklukta ezberlenen şeylerin, taşa yazılmış yazılar gibi ilerleyen yaşta ezberlenen şeylerin de suya yazılmış yazılar gibi olduğu tecrübesi gözlerden biran olsun uzak tutulmamalıdır. 4-DOĞRU MEKÂN: Hafızlıkta en az doğru zaman kadar doğru mekânda önemlidir. Hafızlık yapılan mekânın hafız adaylarının bütün ihtiyaçlarına tatmin edici bir şekilde cevap vermesi şarttır. Hafız adaylarının hafızlığa yeterince konsantre olamadığı mekânlarda istenen düzeyde hafız yetişmesi zordur. Peki, nasıl bir mekân? Geniş, ferah, huzurlu, sade, tabiatla iç içe insanı dünyadan ve hayattan koparmayan fakat hafızlığa sımsıkı bağlayan güzel bir Kur’an kursu…. 5-DOĞRU İNSAN: Hafızlık eğitiminin en önemli unsuru doğru insanı bulmaktır. Hafızlıkta başarının olmazsa olmazı idealist ve adanmış bir Kur’an muallimidir. Hafızlık eğitimindeki hoca- talebe ilişkisi diğer disiplinlerin hiçbirine benzemez. Şayet hafız adayının sevdiği ve sevebileceği bir hoca bulunursa, bu yoldaki diğer bütün engeller rahatlıkla aşılabilir. “İnsanlar korktuklarını sevmezler, fakat sevdiklerinden korkarlar.” tecrübesi bu uzun ve kutlu yolda iki tarafa da hep rehberlik etmelidir. 6- AİLE VE ÇEVRE DESTEĞİ: Bir kişinin hafız olabilmesi için ailesinin ve sosyal çevresinin sadece duasını değil, aynı zamanda desteğini de arkasına alması elzemdir. Arkasında aile ve çevre desteği olmayan hafız adaylarının önü pek açık sayılmaz. Etrafındaki herkesin kendisinin hafız olmasına odaklandığını gören hafız adayının hem gücü hem de sorumluluğu artacaktır. 7- YÜKSEK ZEKÂ: Hafızlık ilminin merkez kavramı yüksek(yeterli) zeka kavramıdır. Her yüksek zekâlı kişi hafız değildir. Fakat her hafız yüksek zekâlıdır. Bu yüce kitabı ezberlemek için yüksek bir zekâya sahip olmak icab eder. Yüksek zeka ile sivri zekayı karıştırmamak lazımdır. Bir de her yüksek zekayı herkes fark edecek diye bir kaide yoktur. Yüksek zekânın ölçüsü sadece kelimeleri ardı ardına sıralamak, Matematik ve İngilizce gibi derslerde yüksek puan almak da değildir. Öyle yüksek zekâlılar vardır ki, denizin derinliklerindeki inciler gibidirler. Derinlere dalmazsanız onlara ulaşamazsınız. 8- SAĞLAM İRADE: Hafız olmak için dış rüzgârların savuramadığı, hasret güneşinin eritemediği, tembellik rutubetinin çürütemediği, nefsi ve şeytani depremlerin sarsamadığı çelik gibi sağlam, dağ gibi sarsılmaz bir iradeye sahip olmak gerekmektedir. 9-SABIR: Her konuda olduğu gibi hafızlık konusunda da “sabreden zafere erer”, “sabrın sonu selamettir.” Bu kutlu seferin muhtemel zorluklarına sabredemeyenler hafızlık muradına da eremeyeceklerdir. Şayet hafızlığı bir bina kabul edersek, sabır da o binanın sütunudur. Emek olmadan yemek olmayacağı gibi zahmet olmadan da rahmet olmaz. 10- ÇALIŞMAK: Hafızlık çalışkan insanların ulaşabileceği bir erdemdir. Hafız adayı tıpkı bir maraton koşucusu gibi Fatiha’dan Nas’a varıncaya kadar cüz cüz, sure sure, ayet ayet koşmalıdır. Unutulmamalıdır ki; rahlede teli olmayanın mihrabda yeri olmayacaktır. Kur’an’a kendisini vermeyen kişi ondan hafızlık payesi alamaz. Bu bahçede bir Kur’an bülbülü olabilmek için, önce bir Kur’an arısı ve karıncası gibi çalışmak icab eder. (Kaynak: http://www.yenisoz.com.tr/) Mehmet ÇETİL