DOĞAKA’DAN‘ÇOCUK İŞÇİLİĞİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ’

 

çocuk-işçiler-10Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) tarafından ‘Çocuk İşçiliği Bilgilendirme Semineri’ düzenlendi. Seminer, DOĞAKA ile Hatay Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği işbirliğinde gerçekleştirildi.

DOĞAKA Genel Sekreteri Onur Yıldız, konu ile ilgili “Açılış konuşmaları ile başlayan etkinlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İstihdam Politikaları Daire Başkanı Sn. İbrahim DEMİRCAN tarafından Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesine Yönelik Yürütülen Çalışmalar ve Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı 2017-2023 hakkında bilgi verildi. Ayrıca seminer kapsamında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Saha Koordinatörü Duygu ŞAVUR TANRIVERDİ tarafından Dünya’da ve Türkiye’de çocuk işçiliği ile ilgili mevcut durum, nedenleri ve sonuçları ve Şahin SERİM tarafından Çocuk İşçiliği ile Mücadele ve ILO Çalışmaları hakkında bilgi verildi” dedi.

 

ÇOCUK İŞÇİLİĞİ BİR DÜNYA SORUNU

Çocuk işçiliği sadece Türkiye’nin değil hemen hemen tüm az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sorunudur. Milyonlarca çocuk; fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimlerine zarar veren ve ulusal yasalarla veya yasa dışı yollarla uluslararası normlara uygun olmayan koşullarda çalışmaktadır.

Çocuk işçiliği sorunu ülkelerin; nüfus, eğitim düzeyi, ekonomik gelişme, istihdam ve genel kalkınma düzeyleriyle yakından ilgilidir. Dünya kamuoyu çocuk emeği istismarına karşı duyarlılığını geliştirirken, çocuk işçiliğini hedef alan hareket de, hızı ve yoğunluğu açısından benzeri görülmemiş küresel bir dava haline gelmiştir. Bu, siyasal sınırları, dilleri, kültürleri ve manevi gelenekleri aşan bir hareket boyutunu almıştır. Sivil toplumun bütün kesimleri bir araya gelerek çalışma yaşamında çocuk sömürüsüne son verilmesi gerektiğini ilan etmişlerdir.

Türkiye açısından da çocuk işçiliğine karşı önlem almak, çözüm üretmek, duyarlılık göstermek evrensel bir sorumluluk haline gelmiştir.

Tarımda çocuklara yönelik başlıca tehlikeler; güneşin altında veya soğuk rüzgârlı havalarda saatlerce çalışmak, yetersiz ve güvenli olmayan alet ve makineler, çalışılan tarladan gelen toz, aşırı sıcaklık değerlerine ve tehlikeli kimyasallara maruz kalma, kişisel koruyucu donanım olmaksızın çalışma, ağır yükler, tehlikeli hayvanlar, zehirli böcekler, yılanlar ve benzeridir. Türkiye’de çalışan çocukların %40-50’ye yakını tarımda çalışmakta olup, sayıları yaklaşık 350.000-400.000 arasında olup, en kötü konumda çalışan çocuklar arasında ön sırada yer almaktadır.

Bu çocuklar, Türkiye’nin değişik bölgelerinde özellikle pamuk, fındık, narenciye, pirinç, şekerpancarı, tütün vd. tarımında çapa, hasat gibi işlerde yoğun olarak çalışmaktadır. En kötü konumdaki tarım işlerinde çalışan bu çocukların çoğunluğu 15 yaşından küçük olup, ILO sözleşmelerine göre çalışma çağında olmayan ve söz konusu işlerde çalışması arzu edilmeyen çocuklardır.

Eğitim olanaklarından yoksun olan ve çalışmadan dolayı eğitimine devam edemeyen, etmekte zorluk çeken veya hiç başlayamayan bu çocuklar özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yaşamakta olup, yılın 4–7 ayını bulundukları yerin dışında, çadırlarda temel gereksinimlerden yoksun olarak sürdürmektedirler.

Sosyal Hukuk Devleti ilkesinden hareketle “özel sosyal politika” araçlarının uygulanması gereken bu çocuklar, gelecek açısından umutsuz kesimlerden birini oluşturmaktadır. Son yıllarda toplumsal ve akademik duyarlılık sonucunda alınan bazı kamu önlemleri yapılan çalışmalar açısından olumlu birer girişim olarak kabul edilebilir ama çözüm için yeterlilik göstermektedir.

ÇALIŞMA STANDARTLARI AÇISINDAN ÇOCUK İŞÇİLİĞİ

Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 1 nci maddesine göre, 18 yaşına kadar her insan çocuktur. ILO’nun (Uluslar arası Çalışma Örgütü) 87 nci Genel Konferansında kabul edilen “En Kötü Biçimlerdeki Tarımda Çocuk Emeği Sömürüsü ve Toplumsal Duyarlılık 78 Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına ilişkin Acil Eylem Sözleşmesi’ne göre çocuk ifadesi 18 yaşın altındaki herkesi kapsıyor.

Çocuk işçiliği, sosyal ve ekonomik açıdan çok önemli bir insan hakları sorunudur. ILO Sözleşmelerine göre çocuk işçiliği, çocukların gönencine zarar veren ve eğitimlerini, gelişimlerini ve gelecekte geçimlerini sağlayabilmelerini engelleyen iştir. Yapılan tahminlere göre tüm dünyada yaklaşık 250 milyon kadar çocuk, yeterli eğitimden, sağlık hizmetlerinden ve temel özgürlüklerden yoksun biçimde çalışmaktadır. Kişisel açıdan bunun faturasını çocuklar ödemektedir; ancak, durumdan zarar görenler, aynı zamanda ülkelerdir. Çocuk işçiliğine son verilmesi kendi başına bir amaçtır. Bu amaç doğrultusunda yapılacak işler, aynı zamanda ekonomik ve insani kalkınmaya da katkıda bulunacaktır. ILO’nun 1973 tarih ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi, çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörmektedir. Bu sözleşme, 1999 tarihinde kabul edilen 182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesi ile pekiştirilmiştir.

Bu sözleşme, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin hemen sona erdirilmesine yönelik ivedi önlemlerin alınmasını öngörmektedir.

(Kaynak: Bülent GÜLÇUBUK)

Hasan KILIÇ